Sevgi kendi derinliğini bilmez, ayrılık vakti gelip çatana kadar...

24 Nisan 2012 Salı

Siyah kedinin yalnızlığı



    Sarrafçılar çarşısında yürür iken gözlerimize takılması muhtemel olanca şeylerden bir tanesi de buydu işte. Alabildiğince renkli hediyelik eşyalar içerisinde,  nargilelerin , etnik kıyafetlerin,  sedef taşları ile süslü tavlaların arasında , olanca ateşi ile yanan hoş tütsü kokuları altında,  pek bir renksiz,  pek alalade durmasına karşın , siyah beyaz kadar net ve keskin çizgileri ile ve siz diyin 30 ben diyim 50 seneyi aşkın yani olanca di'li geçmiş zamanda , öyle apar topar bir araya getirilmiş ve belli ki yurdun çeşitli bölgelerinden derlenerek gelen, adını cismini bilmediğimiz,yaşayıp öldüklerini kestiremediğimiz,bir coğu güleç yurdum  insan fotoğrafı ile karşılaşmamız olasıydı.  Daha yakınen baktığınızda , fotoğraf karmaşılarının ardında bir kaç insan sülieti üşüşür gözlerinize. bir çoğu özenle hazırlanmış pozlar ne var ki... Küt duruşlar, donuk bakışlar, belli bir naiflikte gülüşleri ile ellerinden geldiğince siyah beyaz bir fotoğrafa can vermeye çalışan ablalar abiler.  Birçoğunun ölmüş olması pek olası,  hatta içlerinden en erken gideni de o gördüğünüz kedi olsa gerek. Bakın bakın resmin ordasındaki şaşkın kediden bahsediyorum..Rengini pek anlamak mümkün değil ama yine de gözümün gördüğüne inanmak istercesine ,"siyah "renkte ki kedi" demek geliyor içimden.  Yüzlerce fotoğraf ve binlerce insan. Binlerce hazırlanmış insan,  kimisi aniden yakalanmış bir çekime, bakınız kedi gibi ,  kimisi belli pek önceden hazırlamış duruşunu, nefeslerini tutmuş ve kısarak gözlerini. Kimisi bir toplantıyı daha resmileştirmek için kadınlı erkekli olağan bir kareye ait olmuş (bakın bakın sol alt köşede) ve kimisi asker anısı(o pek bir diplerde)...Bir çoğunun ardında kısa ve klişe sözler bulursunuz ayrıca..."Sayın Hakkı Beyin siz değerli dostlarına hatırasıdır..01.03.1968" ...
    
    Bazen yalnızlığın yaşayanlara ait  olduğunu sananlar vardır,  bir yalnızlık yıllar yılı bir kutu içinde , hiç tanımadığı biri tarafından alınıp,  fotoğrafının ince ince incelenmesini beklemek olabiliyor bazen.Ve yalnızlık bazen,  adresinde olmayan bir fotoğrafın belki ,hiç bilmediği bir şehrin bir girdabında, bir sarrafın bir köşeye apar topar üst üste yığdığı terkedilmişlik olabiliyormuş. Belki de bu fotoğrafı arkadaşımın çekmesinde ki nedenidir yalnızlık. Belki de objektifin temasıdır yalnızlık... Şimdi hepsi birden bir kareye poz verir iken ,aklıma gelen tek şey,  çekiyoruuum çekiiiyorumm çektiiim ! demek oluyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder