Sevgi kendi derinliğini bilmez, ayrılık vakti gelip çatana kadar...

1 Mayıs 2012 Salı

Tutarsızlık …



Bir şeyin hakkını vermek gerekir ise o da tutarlılığımın kati süretteki yalpalanmasıdır. Düz bir çizgi de yürüdüğünüzü bildiğiniz zaman hiç şüphesiz olması gerekenden daha bi sağa sola sallanırsınız. Gördükleriniz sizi bir koşula sürükler zira, koşullamalar ise aklımızı baskı altına aldığından mıdır bilinmez ,daha bi panik atak yapmaya başlatır sizleri. Bu yüzden doğru olmamız gerekirken doğru olmamayı daha bi dikkat çekici buluruz.  Ve bu yüzden yapmamız gerekeni bildiğimiz zaman, aslında yapmamamız gerekenlerle ilgileniriz. Yaşamın berraklığını kaybettiği zamanlar, işte böyle yapacaklarımızın (yapmayacaklarımız da dahildir bunlara ) sayıca çokluğu ile doğru orantıda gelişir. Günlerce ışıksız bir odada kalan birine ansızın milyarlarca rengi gösterdiğinizde gözleri nasıl kamaşacaksa,  onlarca yıldır hapis yatan birinin ansızın merdivenlerden indirilmesi nasıl karmaşıksa ,yapmamız gerekenlerin sayıca cokluğu da beynimizdeki karmaşanın asıl sebebidir işte. Ne kadar kelimemiz  var ise diliniz o kadar karmaşıktır ve beyniniz ne denli işliyor ise fikirleriniz ve devinimleriniz de o denli komplekstir.Ve ne kadar komplekseniz ,dalgalarınız o denli yüksek ,sakinliğiniz o derece sessiz olur.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder